20 Mart 2010 Cumartesi

prossima fermata: colosseo 

uscita lato destro 


sesini duyasım geldi:)

16 Mart 2010 Salı

sinan ve çağı afiş yarışması



16.03.2010
sinan ve çağı konulu afiş yarışması sonuçlandı.
kazanamadım:)
bu güzel kırmızı afişimi portfolyoma yerleştireyim o zaman.

14 Mart 2010 Pazar

Elindeki kitaplar bitmeden kitap almaya gitmek yasak!




dün tramvayda giderken kendime bir söz verdim.kütüphanemde okumadığım 10'a yakın kitabım var, hepsi de kendi içinde oldukça ağır ve okurken dikkat gerektiren cinsten.hafta içi ofiste yaptığım :) şeylerden sonra bunları okumak boşluklarımı layıkıyla dolduracak! ve cumartesi günkü derin dinlenmenin ardından şimdi derin düşünce:) halime geçerek ilk kitabımı elime alıyorum.
modern türk mimarlığı-renata holod, ahmet evin,süha özkankitapta 1900-1980 arası (modern) türk mimarlığından söz ediliyor.süha özkan bu projesini 10 yıllık dönemlere bölerek her bölüme bir sorumlu tahsis etmiş.

1-cumhuriyet öncesi arka plan ve ''ulusal kimlik'' kaygısıyla geçen erken cumhuriyet yılları(yıldırım yavuz)
2-yeni ulus devlet için modernite keşifleri(afife batur)
3-2. dünya savaşı boyunca kemer sıkma yılları(üstün alsaç)
4-liberal ve demokratik denemeler ve uluslararası üslup(mete tapan)
5-1960'lar sonrası çoğulculuk ve dramatik değişimler(attila yücel)
6-konut ve toplumsal bağlam(yıldız sey ve ilhan tekeli)
7-''çevre'' dergisi(selçuk batur)

1950'lerden bu yana gerçekleşen geniş çaplı kentleşme, büyük ölçüde 'bırakınız yapsınlar' mantığındaki yapma süreçlerinin insafına bırakılmıştı. özellikle iki tür yapı elde etme yönteminin öne çıktığı konut sektöründe durum buydu: ya spekülatif, kar amaçlı yatırımcıların konutları, ya da kentleşmeye kendinden menkul bir çözüm olan gecekondular. neredeyse 40 yıl sonra gecekondu türü yerleşimler daha insancıl ve daha ahenkli kentsel çevreler sunduğunu gözlemlemek üzücü.

birinci bölümde ilhan tekeli toplumsal arka planın ana hatlarını çizerek türkiye'de mimarlık ve yapı endüstrisinin gelişimini etkileyen ekonomik faktörler üzerinde duruyor.

ilhan tekeli'nin sorusu:
dünya ekonomik sistemi ile bütünleşme düşüncenin tasarımların ve teknolojinin başka bir yerden toptan ödünç alınması ve bir ülkenin kendi mimarlık geleneğinin , yerel formlarının ve bina kültürünün izlerinin silinmesi ile mi sonuçlanır? mimarlar, gitgide özelleşen ihtiyaçlara cevap verebilmek için diğer inşaat kültürlerini ve mesleki yöntemleri kullanmaya şartlanmışlar mıdır? tekeli tüm bunların sonucunda evrensel ve çağdaş ile geleneksel ve yöresel (vernacular) olanın hangi koşullar altında biraraya getirilebileceğini sormaktadır.

mimarlık mesleği, prestij binaları tasarlayan az sayıda uygulamacı mimar ve rutin bürokratik işler alan ya da müteahhit ve pazarlamacı olarak çalışan çok sayıdaki diğer mimarlar arasında kendi kendine katmanlara ayrılmıştır.

mimarlar artık siyasi yada entellektüel öncülük rolüyle tanımlanan bütünleşmiş bir grup oluşturmamaktadır.


13 Mart 2010 Cumartesi

bir şey'in tanımı*

keyifli bir anında, anın gelip geçiciliğini düşünüp keyifsizleşmek.