17 Ekim 2012 Çarşamba

MİMARLIK VE İMGE


Mimarlık imgelerini nereden bulur, nasıl kullanırız?Uğur Tanyeli Söyleşisi 15/10/2012 Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi


Bugün bize anlatılanlara bakılırsa imgelerle olan ilişkimiz biraz tehlikelidir, imgeler berbattırlar, kopya malzemeleridirler… oysa ben bugün burada imgeleri bu yönüyle ele almayacağım.
İmgeler mimarlık pratiğinin temel malzemesidir. Zaten iki malzememiz var:
1)dilsel pratikler
2)imgesel pratikler
Geleceği tasarlamak söz konusu ise dil ve imgesel araçlar gereklidir. Bu konuşmada imgenin şu 3 özelliğini sürekli tekrarlayacağım:
1)dilsel: imgeleri konuşma dili ile anlatırız,
2)teknik: her imge teknik araçlarla üretilir,
3)ekonomi: imgeler alınır satılır, metadır.
İmgeler modern dünyada bu 3 özelliği ile var olurlar. İmgeler daha çok modern dünyaya aittirler.  Premodern dünyaya baktığımızda imgelerin varlığından söz etmek çok anlamlı değildir, çünkü premodern dünyada imgeler alınır satılır (meta) değildi. Yani  yukarıda sayılan 3 özellikten ekonomi boyutuna sahip değillerdi, fakat premodern dünyadaki duvar resimlerine baktığımızda teknik boyutunun olduğunu görebiliriz. Teknik araçlar bağlamında o el resimleri birer imgedir. Prehistorik dönemde bile o resimlerin bir gerekçe ile çizilmesi ve anlamının olması o resimlerin dilsel boyutunun da olduğunu gösteriyor. Hiçbir hayvan dil sistemine sahip değil, dil sistemi sadece insanlara ait, bir resim yapıyorsanız resimde sizin zihninizden bir şeyler var.

Palladio Rölöveleri

Rölöve dünyada modern imge üretiminin en erken örneklerinden biridir.
Roma yapıları orada durduklarında imge oluşturmuyorlar. Bir mimar gidiyor, onlara anlam yüklüyor. Sonra teknik araçlarını (kalemini, metresini) alıyor ve o yapıların kesitlerini çiziyor. Tıpkı Palladio’nun Roma Hamamı rölövelerini çizmesi gibi… bu imgeleri satarak hayatta kalıyor.
İMGE PAZARI: 16. yy İtalya’sından başlar bugüne kadar gelir.
Türkiye’de 19 yy’da başlıyor. Buraya gelen Avrupalı turistlere fotoğraf pazarlıyorlar, şark imgeleri fotoğraflarını..
İMGE ALDATIR: turistlere pazarlanan o peçeli kadın fotoğraflarındaki kişiler aslında kadın bile değil, traşlı erkeklermiş..
Türk kadını diye bir imge var, Türk diye bir imge var, bıyıklı erkek…
Bugünün dünyası imgelerin sınırsızca çoğaldığı bir dünya hatta imgesel üretim enflasyonu var.
İmge yeni imgeler üretmeye yarar.
Palladio bir yapısında 13. 14. yy öncesinde var olan roma hamamı imgelerini kullanır.
Matbaa, imgelerin meta haline gelmesini sağlar.
İmge üretimi en gelişmiş kapitalist ülkelerin tekelindedir. Gehry, Foster imgeleri, neden onlara bakıyoruz?
İmge üretimi hayatidir. Meşrulaştırmalıyız, imgeyi az üretmekten korkmamalıyız. İmge üretimi kısıtlı bir ülkede yaşıyoruz. En basit örneği jürilere bir sayfalık bir eskizle gitmiyor muyuz. Oysa italya’da böyle bir şey ile karşılaşmazsınız…
Hefaisteon, Atina Antikiteleri adlı 4 ciltlik kitabında Atina’daki eserleri fotoğraflı bir şekilde anlatıyor yazıyor. Bu kitabın ardından dor-iyon-korint düzen şemalarının var olduğu mimarlık tarihi kitapları yazılıyor.Yani hiçbir şey sıfırdan üretilmiyor. Birbirini tetikliyor..
Mies van der rohe diyor ki: ‘her pazartesi yeni bir mimarlık icat edecek halim yok.’
İmge dağarımız genişledikçe yeniden üretme imkanımız çoğalır.
Vitruvius’un mimarlık üzerine 10 kitap adlı eseri yazıldıktan sonra yıllarca hiç rağbet görmedi. Sonra bir gün Giovanni Battista da Sangallo denen bir adam bu kitabı aldı ve yazılanları görselleştirerek yeniden hazırladı,  tabi bunu yaparken bir sürü yanlışlık yaptı. O yanlışlıklar bugüne kadar geldi. Kitap bugün bile baskısı olan bir kitap… Robert venturi’ye yanlış kuramla doğru mimarlık yapılır mı? diye sormuşlar ‘evet’ demiş.

Türk Evi

18. yy dan beri bu evler yapılıyor. 1910’lara kadar kimse onlara imgesel bir unsur olarak bakmadı. 1910’da ulusalcı düşünce ile koşullanmış bir grup insan onları görselleştiriyor.
Sedat Hakkı Eldem, Türk evi plan tipleri diye bir kitap hazırlıyor. Sonra birileri bunlara bakarak boğaz temalı site yapıyor.



Teknik araçlarla görselleştirdiğiniz dilsel araçlarla anlattığınız her şey imge, çektiğimiz fotoğraflar da…
Kopyalama: imge üretiminin olağan pratiklerinden biridir.

Le Corbusier, Savoy Villası

Le corbusier prehistorik göl kenarı evleri pilotilerinden etkileniyor. Oradan yola çıkarak yepyeni bir imge seti oluşturuyor. Daha önce görülmemiş imgeleri oluşturuyor. Yadırganmış oluyor, o yüzden de para ediyor.


Richard Rogers, Lloyd's Binası

Richard Rogers’ın  Lloyd's binası 80’ler rafinerilerine benziyor. Richard bu binayı rafineri görmeden tasarlayabilir miydi?  
Siegfried Giedion, Bauen in Eisenbeton adlı kitabını yazıyor, endüstri yapıları böyle yapılır diyor. O söylem sayesinde Lloyd's binasını yapmak anlamlı oluyor.
Bu ne yahu rafineri gibi bina mı olurmuş dersen imge üretemezsin.
Oysa bunu Giedion yazarsa,  üretilmeye başlanır.

Bernard Tschumi, Vilette Parkı

Tschumi’nin, Vilette parkındaki kırmızı strüktürler nereden gelir? Rus konstrüktivislerinden Chernikhov’un ürettiği fantezilerden… konstrüktivizm-endüstrinin hayatiliği- tüm dünyanın endüstri üretim ilişkilerine göre şekillenmesi tahayyülü…

Zihnimiz yoktan var edemiyor. Hiçbirimiz sıfırdan bir şeye karar verip üretemiyoruz. İnsan böyle toplumsal bir yaratık, etkileniyor her şeyden..
Bir şeyi düşünmemiz gerekiyor. Her şeye imge diyemeyiz. Derste can sıkıntısından çiziktirdiklerimiz imge değil  ama bir gün tüm bu çiziktirmeleri toplayıp ‘derslerdeki can sıkıntılarım’ adında bir kitap basarsanız imge olur, çok da şahane olur, ama sakın hocalarınıza göstermeyin!
İmge uzun ömürlü fakat düşüncelerimiz sürekli değişiyor.
Endüstriyel görüntünün estetik içerik taşıdığını birileri söylüyor ki sonradan tekrar tekrar üretiliyor.

Le Corbusier, Chandigarh Parlemento Binası



İmgeyi oluşturmak için düşünsel pratikleri kullanmak gerekmektedir. Le Corbusier, Bir Mimarlığa Doğru adlı kitabında silo yapılarının ne kadar da işlevsel ve güzel olduğundan bahseder, mimarların siloları yapan mühendisleri örnek alması gerektiğini belirtir. Sonra Hindistan Chandigarh Parlemento Binası yapısının çatısındaki başkanlık birimini silo formunda yapar. Bunu yapabilmek için silo yapılarının anlamlı olduğunu önce kitabında açıklayarak düşünsel çerçevesini oluşturur sonra uygular. 

Le Corbusier, Philips Pavilion


Le corbusier philips pavyoununu hiperbolik paraboloid matematiksel  biçiminden etkilenerek yapmıştır.

Peter Eisenman, Holocaust


Peter Eisenman, Holocaust yapısını musevi mezarlığı imgelerinden esinlenerek yapmıştır. musevi mezarlıkları sıkışık ve karmaşıktır holocaust yapısında da böyle bir etki yaratılmak istenmiştir.

Herzog de Meuron, Pekin Olimpiyat Stadyumu


Herzog de Meuron’un Pekin Olimpiyat Stadyumu torus topolojik formundan yol çıkılarak yapılmıştır.

Sonuç olarak çağımız bitimsizce yenilik ve bitimsizce yeni model üretme çağıdır. Kapitalist sistem sürekli farklı değerler katarak üretimi tetiklemektir. Yenilik eklenmeyen satılamaz ve batar, imgesel üretim o kadar fazladır ki imgesel üretim enflasyonu ile karşı karşıyayız diyebiliriz.

Soru: Aldo Rossi ‘arketip’ kavramı ile imge üretimini dondurmaya mı çalışıyordu?

Cevap: Aynen öyle, Aldo Rossi kendi çağının gerisine gitmeye çalışan nadir insanlardan biriydi. Azıcık aşım ağrısız başım modelini benimsiyordu.  Ah eskiden ne güzeldi diyenler gibi, tokyo iğrenç bir yer, İstanbul mahfoldu diyenler gibi.. fakat dünyanın gidişatını tokyo, new york, İstanbul, gaziantep gibi imgeler içinde yüzen şehirler belirliyor...